-
1 vazife kurbanı
служа́ка -
2 kurban
а1) же́ртвенное живо́тноеkurban çalmak — ре́зать [бара́на] в же́ртву; закла́ть в же́ртву
kurban kesmek — закла́ть же́ртву
2) же́ртва- a kurban gitmek — стать (пасть) же́ртвой; поги́бнуть
kazaya kurban gitmek — стать же́ртвой несча́стного слу́чая
bir facianın kurbanları — же́ртвы катастро́фы
hava kurbanları — же́ртвы авиацио́нной катастро́фы
vazife kurbanı — же́ртва до́лга
3) (тж. kurban bayramı) мус. курба́н-байра́м (праздник жертвоприношения в двенадцатом месяце лунного календаря)
См. также в других словарях:
vazife kurbanı — is. Görev başında şehit olan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
vazife — is., Ar. vaẓīfe 1) Ödev Şimdi artık vazife bitmiş, gülüp eğlenmeye sıra gelmiştir. R. N. Güntekin 2) Görev Nedim bugün vazifesine geç geldi. A. Gündüz 3) esk. Günlük ücret, yevmiye Birleşik Sözler vazife aşkı vazife kurbanı vazife şehidi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurban — is., din b., Ar. ḳurbān 1) Dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan Yarım okka et, onun elinde bir kurban kadar bereketli. Y. Z. Ortaç 2) ünl., hlk. İçtenliği belirten bir seslenme sözü Kurban! Nerede kaldın? 3) mec. Bir … Çağatay Osmanlı Sözlük